Yeme bozukluğu, yemeği yakıt olarak görmek yerine duygu durum dalgalanmalarımızı dengeleyen bir araç olarak kullandığımızda ortaya çıkar. Fiziksel açlık hissetme sonucu ihtiyacımız olan besinleri tükettiğimizde yemeği yakıt olarak kullanmış oluruz. Buna karşılık, açlığımızı göz ardı edip öğün atladığımız ya da açlık hissetmediğimiz halde yemeğe yöneldiğimiz zaman yemeği yakıt olarak kullanmamış oluruz. Böyle durumlarda “yiyecekler” duygularımıza tercüman olsun diye kullandığımız bir araç niteliğindedir. Üzüldüğümüzde iştahımız kesilir ya da pasta, böreğe yöneliriz. Yalnız hissettiğimizde boğazımızdan lokma geçmez ya da hemen bir hamburgerciye veya kebapçıya koşarız. Bir hastam öfkelendiği zaman kendini rahatlatmak için hırsını yemekten çıkardığını söylemişti: “Birşeylere kızdığımda cips ya da kıraker gibi ağzımda ´katur kutur` edecek yemeklere yöneliyorum hemen. Onları çiğnerken sanki bütün sinirimi yemekten çıkarıyorum gibi geliyor.” Başka bir hastam da üzgün olduğu zaman belli türdeki besinlere yöneldiğini şöyle anlatmıştı: “Üzüldüğümde, hemen dondurma veya puding yemek istiyorum. Damağımda bıraktığı yumuşak dokunuş beni rahatlatıyor, teselli ediyor sanki.”
Yukarıda verilen örneklerde görüldüğü gibi “yiyecek” yakıt olmaktan çıkmış, duygudurum dalgalanmalarımızı dengelendiğimiz bir araç haline gelmiştir. Hayatımızda yaşadığımız sorunları belki kontrol edememişizdir ama ne kadar yiyeceğimiz veya yemeyeceğimiz bizim kontrolümüz altındadır artık! Öğün atlayarak veya aç olmadan yemek yiyerek bedenimize hükmetmenin verdiği zafer duygusuyla hayatımızın kontrolünü elimize aldığımızı düşünürüz. Halbuki yediğimiz besin miktarı sonucu duygusal problemlerimizi çözemediğimiz gibi olayları daha da karmaşık hale getiririz. Öğün atladığımız için enerjik hissetmeyiz ve olaylar karşısında daha sabırsız ve sinirli bir tavır bürünürüz. Veyahut, aç olmadan yemeğe yönelip gereğinden fazla besin tüketmenin verdiği suçluluk duygusu ile daha savaşmadan yenilgiyi kabullenme eğilimi gösterebiliriz.
Bilinçsizce yemek yeme, aç olmadan yemeğe yönelmemize ve aşırı gıda tüketmemize yol açan bir sağlıksız beslenme alışkanlığıdır. Kişi kendisini yeme eylemi dışında başka bir aktivite ile meşgul eder ve sonucunda farkında olmadan gereğinden fazla besin tüketir. Televizyon veya bilgisayar karşısında yapılan atıştırmalar bilinçsizce yemek yemeye birer örnektir. Farkına vararak besin tüketmek, bir başka deyişle bilinçli yemek yemek için aşağıdaki unsurlara önem vermemiz gerekir.
• Yemek masasında oturarak yemek yiyin. Yemek masasına oturduğumuzda dışarıdan gelen uyarıları en aza indirgeriz ve sadece önümüzdeki besini tüketmeye odaklanırız.
• Tabağınızı tepeleme doldurmayın, tüketeceğiniz besinlerden bir porsiyon koyun. Tokluk hissine ulaşsak dahi, “gözümüz doysun” diye tabağımıza koyduğumuz fazla porsiyonları farkında olmadan tükettiğimiz olmuştur. Amaç, bir porsiyon olarak tabağımıza koyduğumuz besinleri bilinçli tüketmektir.
• Lokmalarınızı iyice çiğneyerek yutun. Özellikle çok aç olduğumuz zaman besinleri fazla çiğnemeden yutarız. Tok olduğumuz hissi beynimize yirmi dakika sonra iletildiğinden, ne kadar hızlı yersek o kadar çok gereğinden fazla besin tüketme riskimiz çoğalır. Bedenimiz ve beynimiz arasındaki yirmi dakikalık arayı düşünerek lokmalarımızı ne kadar yavaş çiğnersek yeme hızımızı o kadar yavaşlatmaş ve kendimize doyma hissini tadmak için bir fırsat vermiş oluruz.
• Yemek yerken fazla su tüketmeyin. Suyla beraber tükettiğimiz besini fazla çiğneme fırsatı bulamadan yutma eğiliminde oluruz. Yeterince çiğnemeden yuttuğumuz besinler hem midemizde ağırlık hissi yaratacak hem de gereğinden daha fazla besin tüketmemize yol açacaktır. Yemek yerken ara verip dinlenmemiz ve daha sonra suyun yardımı olmadan, lokmalarımızı yavaş çiğneyerek yutmamız gerekir.
• Televizyon ve bilgisayar karşısındayken besin tüketmeyin. Araştırmalara göre televizyon veya bilgisayar karşısında tüketilen besinler obeziteye yol açmaktadır. Bunun iki nedeni vardır. Birincisi, dikkatimiz dağıldığından ve ne kadar besin tükettiğimize odaklanmadığımızdan, bir öğünde almamız gereken kaloriden çok daha fazlasını tüketmiş oluruz. İkincisi, genellikle televizyon karşısında tüketilen besinler atıştırma türünden yiyecekler olduklarından, sağlıklı bir öğün yemek yerine besin değeri düşük, yüksek kalorili yiyecekler tüketmiş oluruz.
• Doyduğunuzu hissettiğinizde yemeği kesin. Küçüklükten beri tabağımızdaki yemek bırakırsak “arkamızdan ağlar” gibi yemek ile aramızda suçluluk duyguları içeren bir bağ kurulmuştur. Halbuki arta kalan yemek nasıl “ziyan olacak” zihniyeti ile bakıyorsak bizim bedenimize giren “fazla kaloriye” de zarar gözüyle bakmalıyız.
Bilinçli yemek yeme alışkanlığı edinerek gereğinden fazla besin tüketmeyi engellemiş oluruz. Bedenimizin, yemek artıklarını yok eden çöp öğütücü makinası olmadığını kendimize hatırlatmalı ve bedenimize saygı göstererek besin değeri yüksek yiyecekleri tüketmeye çalışmalıyız.